SURİYE’DE BEŞAR ESAD DEVRİ SONRA ERDİ
Muhalifler Halep’e saldırı başlatmasından itibaren hızlıca ilerleyerek 13 günde Esad rejimini devirdi. 13 yıllık iç savaş Beşar Esad’ın ülkeyi terk ederek Rusya’ya kaçmasıyla sona erdi. Tabi tam toprak bütünlüğü sağlanmadı halen çünkü Fırat’ın doğusu ABD desteğiyle YPG kontrolünde. YPG Münbiç ve Deyrizor’dan çekildi. ABD varlığı etkili oluyor. Bu durumda sürece baktığımızda Ukrayna-Rusya savaşı ve İsrail’in Gazze savaşı Lüban, Suriye ve İran saldırıları Hizbullah’ı ve İran’ın etkisini zayıflattı. Ukrayna’yla savaşta olan Rusya’nın da etkisini zayıflattı Suriye’de ve muhalifler için aslında ortam hazırlandı diyebiliriz.
Devlet Başkanı Beşar Esad hükümetinin çökmesinin ardından geçen 48 saat içinde ordu, jetlerin uçaksavar bataryaları, askeri havaalanları, silah üretim tesisleri, savaş uçakları ve füzeler de dahil olmak üzere 350’den fazla hedefe saldırı düzenledi.
İsrail bu amaçla rejimden kalan tüm askeri altyapıyı yok ederek muhaliflerin ve yeni hükümetin eline geçmesini istemiyor. Gelecekte görüleceği gibi Suriye ordusu kurulduğu zaman ordunun belkemiği olacak İsrail eline geçecek gücü zayıflatmayı hedefliyor İsrail hep bunu yapıyor kendisine tehdit oluşturacak her şeyi ortadan kaldırıyor.
SAVUNMA SANAYİİDE SURİYE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ NASIL OLACAK
Türkiye Suriye’nin yanında olduğunu hep belirtiyor. İsrail’in yaptığı hava harekâtları Suriye’nin ordusunu zayıflattı. İleriki süreçte ülke yönetimi askeri kadro ve bürokrasi oturduğunda Türk savunma sanayii ürünlerini Suriye’ye ihracını görebilmemiz çok yüksek olasılık. Zaten Türkiye tarafından desteklenen muhalifler ileride ordunun altyapısını ve belkemiğini oluşturacak. Ülkenin kalkınmasında körfez ülkeleri ve Türkiye önemli rol oynayabilir. O yüzden Türk savunma sanayisinin ürünlerine ihtiyaç duyacaklarından eminim. Hatta toparlanabilirse Altay tankını Baykar’ın ürünlerini MİLGEM projesini MMU KAAN’ı atak helikopteri Hürjet’i Suriye ordusunda neden görmeyelim olabilecek durumdalar. Bunları konuşmak için erken tabi ama en azından ilk zamanlar alt sistemlerle başlayıp sonrasında ilerler diye düşünüyorum.

ISPARTA’DA UH-1 HELİKOPTER KAZASI
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine 1970’de giren UH-1 helikopteri Amerikan Bell firması tarafından üretildi ve ilk uçuşunu 1956 yılında gerçekleştirdi. TSK bünyesinde 150 adetten UH-1 helikopteri yer alıyor. 2177 kilogram ağırlığa sahip Amerikan yapımı UH-1 helikopteri 8-9 kişilik taşıma kapasitesine sahip.

GÖKBEY HELİKOPTERİ
ATAK helikopterinden kazanılan bilgi ve tecrübeyle Türk mühendis ve teknisyenler tarafından tamamen yerli ve milli imkânlarla tasarlanan, geliştirilen ve üretilen GÖKBEY helikopteri.
6 ton toplam kalkış ağırlığına, 12 yolcu kapasitesine, 306 km/sa azami sürate, 20.000ft servis tavanına 3,8+ saat havada kalış süresine sahip GÖKBEY, harici yakıt tankıyla 5+ saat havada kalabiliyor ve azami 948 kilometre menzile ulaşabiliyor. GÖKBEY Helikopteri ile güvenlik güçleri başta olmak üzere birçok kullanıcının, hafif genel maksat helikopteri ihtiyacı karşılanmış olacak. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde çok sayıda bulunan ABD üretimi UH-1 Helikopterleri, son yıllarda hizmetten çekilmeye başlanmıştı. GÖKBEY Helikopteri, emekli edilen UH-1 helikopterlerinin yerini alacak.

2026’YA KADAR 20 GÖKBEY TESLİM EDİLECEK
2026 yılına kadar; Jandarma’ya ilave 2 adet, Kara Kuvvetleri’ne 7 adet, Hava Kuvvetleri’ne 4 adet, Emniyet’e 3 adet ve Sahil Güvenlik’e ise 3 adet GÖKBEY teslim edilecek ve böylelikle toplam teslimat adedi 20’ye yükselecek. Öte yandan 2026 yılında Sağlık Bakanlığı’na, 3 adet GÖKBEY Hava Ambulansı teslim edilecek.
TUSAŞ, ayda 4 adet GÖKBEY üretme kapasitesine ulaşmak için çalışmalarını hızla sürdürüyor. GÖKBEY’in, 2027 yılından itibaren yerli motorla teslim edilmeye başlanması hedefleniyor. GÖKBEY’in kısa sürede ihracatını de gerçekleştirmeyi hedefleyen TUSAŞ, 2026 yılı sonrasında yurt içine ilavete 100 adet ve yurt dışına ise 400 adet GÖKBEY satışı gerçekleştirmeyi planlıyor.

KAAN İLKE KEZ AFTERBURNER TESTİNİ GERÇKELŞETİRDİ
Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. sosyal medya hesabından Türkiye’nin ilk 5. Nesil Savaş Uçağı KAAN’ın artyakıcı (afterburner) testini başarıyla geçtiğini duyurdu. TUSAŞ, yerli ve milli KAAN’ın fotoğraflarını paylaşarak hayallerin gerçekleştiğini belirtti. MMU KAAN’da F-16’larda kullanılan F-110 motoru kullanılıyor. “Afterburner” kelimesi Türkçe’ye “art yakıcı” olarak çevrilmektedir. Turbofan ve turbojet motorlarda itkiyi arttırmaya yarayan sistemdir. Bu motorlar itkisini hava girişinden giren hava ve yakıtın birlikte yanarak, hava giriş yönünün aksine atılmasıyla oluşan kuvvet ile sağlar. Art Yakıcı motorun sağladığı itkiyi arttırmak için kullanılır. Art yakıcı kısmı, türbinden sonra bulunur. Motorda yanan hava tekrar yakıt ile birleşerek tekrar yanar, bu sayede itki kuvvetti artmış olur. Ancak art yakıcı itki kuvvetini arttırırken yakıt tüketimini de çok fazla arttırır. Bu sebeple art yakıcı ani hızlanma/tırmanma ve it dalaşı gibi çok fazla hız ve kuvvet istenen durumlarda kullanılır. Kalkışta ses hızından ve it dalaşında genelde kullanılıyor. Art yakıcı normal uçuşunun 4 katına kadar yakıt tüketimine sebep olur. Bir F-22 Raptor art yakıcı kullanarak 20 tonluk yakıtını 20 dakikada tüketebilir.
Kaynak: Sanayi Gazetesi