Ticaret Bakanı Ömer Bolat’tan Sanayi Gazetesi’ne özel açıklama!

Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın 700. sayımız için özel olarak kaleme aldığı makalesi sizlerle…

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat

Ticaret Bakanlığı olarak, ülkemizin ekonomik istikrarı sağlayıp kalkınma sürecini ivmelendirme çabalarına elimizden gelen tüm katkıyı veriyoruz. Gelişme potansiyelinin yüksekliği uluslararası ekonomi çevrelerince de kabul edilen ülkemizin bu potansiyeline en kısa zamanda erişeceğine canı gönülden inanıyoruz. Açıktır ki, bu potansiyele ekonomimizin tüm aktörlerinin, eşgüdüm içindeki ortak çabalarıyla ulaşabiliriz.

Türkiye; güçlü üretim kapasitesi, genç ve nitelikli insan kaynağı, inovasyon ve kalkınma için güçlü bir zemine sahip yapısıyla Cumhuriyet kazanımlarını daima daha ileri taşımayı hedeflemektedir. Ticaret Bakanlığımız da çalışmalarını bu anlayışla sürdürmekte ve ülkemiz ekonomisinde istikrarlı büyümenin sürdürülmesine destek olmak, Türkiye’nin dünya ticaretindeki konumunu her zaman daha ileriye taşımak için politikalar üretmeye ve uygulamaya devam etmektedir.

Ticaret Bakanlığı olarak öncelikli hedefimiz; katma değerli, tasarımlı, markalaşarak kendisine dünya ticaretinde yer edinmiş, teknoloji yoğun ürünlerin ihracatımızdaki payını artırarak dünya ticaretinden daha fazla pay alabilmektir.

Dış ticaret verilerimize bakıldığında, 2002 yılında 36,1 milyar dolar olan ihracatımız, 6 kat artışla 2023 yılında 255,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İthalatımız ise 2002 yılında 51,6 milyar dolar iken, 2023 yılında 361,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu dönemde dış ticaret hacmimiz 87,6 milyar dolardan 617,6 milyar dolara yükselmiştir.

2002 yılında %30,4 olan orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının toplam imalat sanayi ihracatımız içindeki payını önemli oranda yükselttik.  2023 yılı itibarıyla orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatımız 2022 yılına kıyasla %9,7 artarak 97,3 milyar dolara ulaşmıştır. Orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatımızın toplam imalat sanayi ihracatımız içindeki payı ise %40,4’e yükselmiştir. On İkinci Kalkınma Planındaki 2028 yılı hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz.

Ayrıca, dünya ticaretinde payı ve önemi gittikçe artan hizmet ticareti ülkemiz için oldukça önemlidir. Geçtiğimiz sene, 100. yılını kutlamaktan kıvanç duyduğumuz Cumhuriyetimiz, birçok alanda olduğu gibi hizmet ihracatında da mühim bir başarıya imza atmış ve Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 milyar dolar hizmet ihracatı hedefi ile çıktığımız yolda, 106 milyar dolara ulaşmıştır. Bu başarının arkasında; kamu-özel iş birliğinin kıymetli sonuçları, ihracatçılarımızın değerli gayretleri ve ülkemizin hizmetler alanındaki kuvvetli kapasitesi bulunmaktadır.

2002 yılında 14 milyar dolar olan hizmet ihracatımız, 7 kattan fazla artarak 106 milyar dolara ulaşmakla kalmamış; Bakanlığımızın vizyonu ve destekleri ile ihracatçılarımızın gayretleri hem birçok yeni sektörde ülkemiz sürekli ihracatçı ülke konumuna gelmiş hem de güçlü olduğumuz sektörlerimizde dünyada önemli sıralara yükselmiştir. 2023 yılında dünya toplam hizmet ihracatından Türkiye’nin aldığı payın %1,35’e, hizmet ihracatçısı ülkeler arasındaki sıralamasının ise 21’e yükselmesi bunun somut göstergelerinden biridir. Sektörel başarılarımıza baktığımızda, turizm ve seyahat hizmetlerinde küresel ve bölgesel olarak markalaşmış bir destinasyon olan ülkemizin, geçtiğimiz yıl 57 milyon turist ile turist sayısı bakımından dünyada 4. sıraya ve 55,9 milyar dolar gelirle ise turizm geliri bakımından dünyada 6. sıraya yerleştiği görülmektedir. Gelişmiş sağlık altyapısı ve nitelikli insan kaynağıyla sektöründe ülkemizi öne çıkaran sağlık hizmetlerimiz ile Türkiye’nin hem ticari hem de kültürel diplomasi elçisi haline gelen uluslararası öğrencilerimize kaliteli ve küresel eğitim hizmeti sağlayan eğitim hizmetlerimizin bu başarıda payı hem nicel hem nitel olarak büyüktür. Bununla birlikte, ihracatta dünyada 11, Avrupa’da ise 5. sırada yer aldığımız lojistik ve taşımacılık sektörümüz 38,9 milyar dolar hizmet ihracatına ulaşmış ve hizmetlerin öncü sektörü olmayı sürdürmüş; fuarcılık, yönetim danışmanlığı, yeşil hizmetler gibi potansiyeli yüksek ve gelecek vadeden hizmet sektörlerimizin kapsamında bulunduğu diğer iş hizmetlerimiz 5,5 milyar dolar ve değişen dünyanın öncelikli dönüşüm unsurlarını barındıran bilişim ve yazılım sektörümüz 4,3 milyar dolar hizmet ihracatı gerçekleştirmişlerdir.

Aynı zamanda, Bakanlığımız tarafından yatırım, üretim ve ihracat ve istihdam zincirini destekleyen ithalat politikaları uygulanmaktadır. Yerli sanayinin ihtiyaçlarına göre, sektörden gelen talepler, iç ve dış piyasa gelişmeleri, yatırım ortamının iyileştirilmesi, uluslararası ve ikili düzeydeki ilişkiler dikkate alınarak, öngörülebilirlik ve şeffaflık prensipleri çerçevesinde ithalatta gümrük vergileri belirlenmektedir. Ayrıca, yerli üreticilerimizi ve dolayısıyla ihracatımızı ithalattan kaynaklanan haksız rekabet ve zarara karşı korumak amacıyla, Damping ve Sübvansiyonlu İthalata Karşı Önlemler, Korunma Önlemleri, Önlemlerin Etkisiz Kılınmasına Karşı Önlemler, Gözetim ve Kayda Alma şeklindeki ithalat politikası araçları gerektiği şekilde uygulanmaktadır. Türkiye, yerli üreticileri ithalat kaynaklı zarar ve tehditlere karşı ticaret politikası savunma araçlarıyla en fazla koruyan ülkeler arasında yer almaktadır. Önlem sayıları açısından bakıldığında, hâlihazırda yürürlükte bulunan önlemler itibariyle Türkiye dünyada ilk sıralarda yer almaktadır.

İhracata hazırlık aşamasından pazarlamaya, tasarımdan küresel firmalara tedarikçi olmaya, tanıtımdan yurtiçi ve yurtdışı fuar katılımlarına, yurtdışı dağıtım kanalları oluşturmaktan küresel marka olmaya, yeşil dönüşümden e-ihracata kadar ihracatın her aşamasına, her adımına destek verilmekte ve bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirilmektedir.

Ayrıca Türkiye, döngüsel ekonomiye geçmek ve bu konuda AB’nin yeni teknik mevzuatına uyum sağlamak için kararlı adımlar atmaktadır. Öncelikli sektörlerde (tekstil, batarya, yapı malzemeleri, plastik, ambalaj, elektronik) ulusal Döngüsel Ekonomi Eylem Planı hazırlanmakta, girdilerden tasarım aşamasına, üretim sürecinden atık yönetimine kadar karmaşık eylemler bütününü gerektiren döngüsel ekonomiye geçişi sağlamak için hem kamu hem de özel sektör bu çalışmalara dahil olmaktadır.