TTGV Geliştirme Programları Direktörü Evren Bükülmez, iklim teknolojilerinin sanayiye entegrasyonu ve yeşil dönüşüm sürecine dair çalışmalarını gazetemize anlattı.
Arzu AYDOĞDU PEHLİVAN
TTGV, iklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil dönüşüm sürecine hız kazandırmak için önemli adımlar atıyor. TTGV Geliştirme Programları Direktörü Evren Bükülmez, Sanayi Gazetesi’ne yaptığı açıklamada vakfın sanayiye yönelik yeşil dönüşüm programları ve iklim öncüsü projelerle Türkiye’nin stratejik dönüşümüne katkı sağladığını vurguladı. Vakıf olarak iklim teknolojilerinin sanayide entegrasyonu, finansman desteği ve uluslararası iş birlikleri gibi başlıklarda yürütülen çalışmalarının olduğunu belirten Bükülmez, Türkiye’nin küresel rekabetteki konumunu güçlendirmeyi hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

İKLİM DEVRİMİNE HIZ VERİYOR
Teknoloji geliştirme ve inovasyon faaliyetlerinin desteklenerek güçlendirilmesi amacı 1991 yılında kurulan ve Türkiye’de teknoloji geliştirme konusunda faaliyet gösteren TTGV, kamu özel sektör ortaklığıyla kurulan vakıf statüsüne sahip. TTGV’nin Türkiye’de iklim teknolojileri sektörünün gelişimini desteklemek amacıyla 2023 yılından bu yana öncü iklim teknolojisi projelerini hayata geçirerek ve pazar oluşumunu hızlandırarak, bu sektörün gelişimine katalizör olmaya odaklandığını kaydeden Bükülmez, “TTGV olarak amacımız, bu sektörü hızla büyütmek ve bu dönüşüme katkı sağlayacak projeleri hayata geçirmek. 1990’lardan itibaren, ‘Ozon Tabakasını İncelten Maddelerin Giderilmesi’, ‘Temiz Üretim-EkoVerimlilik Uygulamaları’, ‘Endüstriyel Simbiyoz Programları’ gibi projelerle önemli bir deneyim kazandık ve bu deneyimi şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz projelere aktarıyoruz” dedi.
TTGV, YEŞİL DÖNÜŞÜMDE SANAYİYE YÖN VERİYOR
Türk sanayisinin iklim teknolojileri alanında uluslararası rekabet gücünü artırmak ve ülke ekonomisine maksimum katkı sağlayabilecek öncelikli iklim teknolojisi araştırma alanlarını belirlemek amacıyla tasarlanan ve farklı fazlardan oluşan entegre Öncül Proje Programı’nı 2023’ten bu yana yürüttüklerini belirten Bükülmez, programın içeriğini şu şekilde özetledi: “Öncül Proje Programı’nın amacı, sanayinin güncel ihtiyaçlarını ve teknoloji pazar potansiyelini daha kapsamlı bir modelle ele almaktır. Bu kapsamda, programın her bir fazı belirli teknoloji olgunluk seviyelerine (TRL) göre tanımlanmış olup, kaynak, ihtiyaç ve teknoloji aşamaları ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, farklı hedef kitlelerine yönelik olarak tasarlanan program fazları arasında esneklik ve geçiş imkânı bulunmaktadır. Bu fazlar şöyledir;
Faz 1: Öncül Tohum – Lab/Prototip (TRL 3-4)- “Dönüştür, Kıymetlendir”
Bu fazda, iklim teknolojileri alanında yüksek potansiyel taşıyan araştırmalar tespit edilerek, erken aşamada teknoloji kıymetlendirme ve ekonomik değer yaratma perspektifi kazandırmaya yönelik kapasite gelişimi sağlanması hedeflenmektedir.
Faz 2: Öncül Demo – Pilot/Demo (TRL 5-7)- “Pazara Ulaştır”
Bu aşamada, iklim teknolojileri alanında ürünleşme ve pazar doğrulama ihtiyacı olan projeler desteklenerek, hedef kitlenin pazara giriş süreçleri hızlandırılacaktır.
Faz 3: Öncül Yatırım – Türünün İlk Örneği (TRL 7-9)- “Talep Geliştir”
Bu faz ile, ticari ölçekte türünün ilk örneği iklim teknolojilerinin sahada uygulanması sağlanarak sektörde kapasite artışı, talep geliştirme ve yerlileştirme fırsatlarının tetiklenmesi amaçlanmaktadır.”
Eko-Üretim Dönüşüm Programı ile sanayicilerin yeşil dönüşüm süreçlerine rehberlik sunduklarını, bu alanda çeşitli OSB’lerde pilot uygulamalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Evren Bükülmez, “Eko-Üretim Dönüşüm Programı ile firmaların dönüşüm kapasitelerini analiz ediyor ve onlara sürdürülebilirlik yol haritası sunuyoruz. Ayrıca, yeşil dönüşüm süreçlerinde şirketlerin daha fazla finansmana erişimini sağlamak için de çalışmalar yapıyoruz” ifadelerine yer verdi.

İKLİM TEKNOLOJİLERİNE FİNANSAL VE MENTORLUK DESTEĞİ SUNUYOR
İklim teknolojilerine yönelik finansman ve desteklerin büyük önem taşıdığını vurgulayan Bükülmez, Türkiye’deki kamu destek programlarına da değindi. Bükülmez, “İklim teknolojilerinin geliştirilmesi için çok önemli kamu destekleri var. TÜBİTAK, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB gibi kurumlar, Ar-Ge ve yenilikçi uygulamalara ciddi destekler sağlıyor. Ayrıca, Kalkınma Bankaları ve bazı ticari bankalar, iklim dostu projelere finansman sağlamaya başladı. Bu kaynaklar, iklim teknolojilerinin hayata geçmesinde büyük bir rol oynuyor. TTGV de bu destekleri girişimcilere ulaştırmak adına önemli bir rol oynuyor” dedi. Programların destek miktarlarının 50 bin ile 100 bin dolar arasında değiştiğini belirten Bükülmez, bu tür katkıların girişimcilerin pazarın ihtiyaçlarına göre ürünlerini şekillendirmelerine yardımcı olduğunu söyledi.
İKLİM TEKNOLOJİLERİNE KÜRESEL GÜÇ BİRLİĞİ KURUYOR
TTGV’nin uluslararası alanda güçlü iş birlikleri kurduğunu belirten Bükülmez, “Avrupa İnovasyon Ajansları Birliği (TAFTIE) üyesi olarak, Avrupa’daki iklim teknolojileri politikalarını ve yatırım trendlerini takip ediyoruz. Ayrıca, Avrupa Yatırım Fonu (EIF) gibi uluslararası fonlarla iş birlikleri yaparak, bu alandaki gelişmeleri ve fırsatları daha yakından takip edebiliyoruz. Bu sayede, Türkiye’deki girişimcilerimizi uluslararası arenada da destekleyebiliyoruz” dedi. Yeşil dönüşüm sürecindeki finansman eksikliklerine değinen Bükülmez, “İklim teknolojileri çok hızlı gelişiyor, ancak çoğu hala erken aşama. Özellikle hidrojen gibi bazı teknolojilerde, ürünler hala pahalı ve ölçeklenebilirlik konusunda zorluklar yaşanıyor. Bu nedenle, kamu desteklerinin yanı sıra özel sektörün de uzun vadeli planlarla bu teknolojilere yatırım yapması gerekiyor. Ayrıca, finansman sağlamak için Ar-Ge aşamalarının doğru bir şekilde desteklenmesi, iş dünyasının bu süreçlere daha fazla dahil olmasına olanak tanıyacak” diye ekledi.
Kaynak: Sanayi Gazetesi