Türk donanmasını yeniden canlandıran proje! GENESİS projesi nedir?

Türk Deniz Kuvvetlerinde yer alan Gabya sınıfı savaş gemilerini yeniden donanmaya kazandıran GENESİS projesi nedir? İşte detaylar…

GENESIS Projesi, yaşlanan Oliver Hazard Perry sınıfı firkateynlere yeni bir soluk getirmekle kalmadı, aynı zamanda ülkenin kendi gelişmiş savaş gemilerini inşa edebilmesine de olanak sağladı.

Savunma Analisti Tayfun Özberk’in kaleme aldığı yazıda, ABD’nin Oliver Hazard Perry (OHP) sınıfı fırkateynleri, onlarcası bir zamanlar ABD Donanması’nda görev yapmış olsa da , hala birçok ülke tarafından aktif olarak kullanılıyor. Hepsi dışarıdan benzer görünse de, daha yakından bakıldığında, Türk Donanması’nın ” Gabya ” sınıfı olarak bilinen OHP fırkateynleri önemli ölçüde farklıdır. Bu dönüşüm, yalnızca bu ikinci el savaş gemilerinin muharebe kabiliyetini canlandırmakla kalmayıp, Türkiye’yi kendi daha gelişmiş savaş gemilerini bağımsız olarak geliştirme yoluna sokan Türk savunma sanayisinin önemli bir girişimi olan GENESIS projesi sayesinde gerçekleşmiştir.

GENESİS, “Gemi Entegre Muharebe Yönetim Sistemi” (Türkçede GE mi E N tegr E S avaş İ dare S istemi) anlamına geliyor. Türk Deniz Kuvvetleri, operasyonel ihtiyaçlarını karşılamak için 1999 yılında GENESİS projesini başlattı. Türk Deniz Kuvvetleri Araştırma Merkezi Komutanlığı (ARMERKOM), GENESİS Muharebe Yönetim Sistemi (SYS) için tüm yazılım ve donanımı tasarladı ve daha sonra ulusal endüstriye teslim edildi. Türk HAVELSAN şirketiyle işbirliği içinde, GENESIS projesi Gabya sınıfı (Türk OHP) firkateynlerinin eski CMS’lerini modernize etti. Çeşitli silahları, sensörleri ve farklı mimarilere ve platform verilerine sahip elektronik sistemleri GENESIS CMS’ye entegre etmek için uyarlama birimleri geliştirildi. Bu entegre sistem, geminin sensörlerini kullanarak keşif, gözetleme, tespit, izleme ve sınıflandırma operasyonlarını otomatikleştirir. Ek olarak, müttefik kuvvetlerle taktik bilgileri paylaşmak için Entegre Çoklu Veri Bağlantısı Yeteneği sağlar.

  • GENESIS projesi kapsamında OHP firkateynlerine sağlanan temel kabiliyetler şunlardır:
  • Modern görev gereksinimlerini karşılayan bir CMS
  • Gelişmiş durumsal farkındalık ve karar desteği
  • Açık Mimari ile son derece dayanıklı dağıtılmış bir sistem
  • Ağ Destekli Operasyon Yeteneği
  • Yeni Silah ve Sensör Entegrasyonları:
  • ESSM yüzeyden havaya füzeler için Mk41 VLS Dikey Fırlatıcı (8 gemiden 4’ü)
  • 3D Arama Radarı (Smart-S Mk-2) (8 gemiden 4’ü)
  • Mk-54 Torpido atış kabiliyeti
  • Çoklu Bağlantı (Bağlantı-11, Bağlantı-16)

War Zone , OHP firkateynlerine komuta etmiş emekli Tümamiral Hasan Özyurt’a ulaştı ve Türk Deniz Kuvvetleri’nden emekli olmadan önce Harekat Başkanlığı görevini üstlendi. Özyurt, The War Zone’a yaptığı açıklamada, “Gabya sınıfı firkateynler, gövde ve makine sistemleri açısından çok istikrarlı ve uzun ömürlü bir yapıya sahip. Türk Deniz Kuvvetleri bu gemilerin güvenilirliğini fark etti ve bunları yoğun bir şekilde kullanmaya başladı. Ancak gemilerin komuta ve kontrol sistemi hem teknolojik hem de ergonomik olarak zamanının gerisindeydi” dedi. Özyurt, GENESIS  Projesi’ndeçalışan Türk mühendislerin yeterli uzmanlığa sahip olduklarını, eski Knox sınıfı firkateynlerin yerel olarak üretilen modern konsollarla çalışmasını ve Link-11’i çalıştırmasını sağlayan ve bu gemilerin muharebe verimliliğini artıran K-5 (Kalyon-5) sistemini geliştirdiklerini vurguladı.

Bir diğer önemli nokta ise, Türk Deniz Kuvvetleri için gelişmiş yeteneklere sahip yerli savaş gemileri geliştirmeyi ve üretmeyi amaçlayan bir Türk ulusal savaş gemisi programı olan MİLGEM Projesi’nin arkasındaki motivasyondur. Bu hedefe ulaşmak için en önemli adımın Savaş Yönetim Sistemi (SYS) olduğunu belirten Özyurt, “Kendi gemimizi yapacaksak geminin beyni de bize ait olmalı” düşüncesinin oluştuğunu kaydetti. “GENESİS modernizasyonu, Gabya sınıfı firkateynlerin diğer orta yaş yükseltme programlarıyla birlikte yürütüldü ve Türk Donanması’nın bu güvenilir platformları yüksek bir tempoda çalıştırmaya devam etmesini sağladı. Bu programdan elde edilen deneyim Ada sınıfı korvetlere uygulandı. Şimdi, GENESIS, ağ merkezli savaşa uygun, GENESIS’in geliştirilmiş bir versiyonu olan ADVENT sistemiyle değiştiriliyor. Kısacası, GENESIS duvardaki temel tuğlalardan biriydi,” diye ekledi Özyurt.

Projenin ilk gemisi olan TCG Gemlik (F-492)’ in modernizasyonu yaklaşık 10 ay sürdü. Sonraki yedi Gabya sınıfı firkateynin modernizasyonu, bakımları sırasında gerçekleştirildi ve her geminin modernizasyonu yaklaşık altı ay sürdü. The War Zone’a konuşan , Gabya sınıfı fırkateynlerden oluşan bir filoya komuta eden eski Türk Deniz Kuvvetleri Kaptanı Sinan Topuz , böyle bir savaş yönetim sisteminin geliştirilmesinin sadece OHP fırkateynlerinin savaş kabiliyetleri açısından değil, aynı zamanda Türk denizcilik sanayinin gelişimi açısından da çok önemli olduğunu söyledi. “1997’den sonra, Türk Donanması’nda Knox sınıfı fırkateynlerin yerini ilk Perry sınıfı fırkateynler almaya başladı . Umutlar yüksekti. MEKO sınıflarıyla birlikte, çoklu tehdit ortamında hem kıyı hem de açık suların tüm gereksinimlerini karşılayabileceklerdi,” dedi Sayın Topuz. “Bir süre sonra, OJ 194 ve OJ 197’li OHP’lerin NTDS’sinin (Deniz Taktik Veri Sistemi) çoklu tehdit ortamında fırkateynlerin tüm savaşma kapasitesini uygulayabilmesinin imkansız olduğu fark edildi ve birçok kez rapor edildi,” diye ekledi.

Türk Deniz Kuvvetleri’nin 20. Deniz Harekât Komutanı Oramiral Özden Örnek, “MİLGEM Projesi’nin Babası” olarak kabul ediliyor. Emekli deniz subayları ve Türkiye’deki birçok uzman, onun vizyonu ve kritik kararlarının GENESİS’e ve ardından MİLGEM’e giden yolu açtığını söylüyor. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’in önemli katkıları olduğunu belirten Hasan Özyurt, “GENESİS projesinde sadece Türk Deniz Kuvvetleri’nin mühendislik uzmanlığı değil, aynı zamanda o dönem Deniz Kuvvetleri Komutanı olan ve büyük rol oynayan Oramiral Özden Örnek’in vizyonu ve hesaplı risk alma yeteneği de önemli rol oynadı” dedi. Amiral Örnek, 2017 yılında Türk savunma medya kuruluşu Marine Deal News’e verdiği röportajda , milli savaş gemisi geliştirilmesinde GENESİS Projesi’nin önemini vurgulamıştı.

GENESIS projesi, Türk savunma sanayisine yeteneklerini artırarak ve stratejik hedeflerine katkıda bulunarak çeşitli faydalar sağladı. Türkiye, GENESIS’i yerel olarak geliştirerek teknolojik tabanını güçlendirdi ve yabancı teknolojiye olan bağımlılığını azalttı. Bu, öz güveni ve ulusal güvenliği teşvik ediyor. Bu bağımsızlık, gemi inşa projelerini ve yerli sistemlere olan güveni artırdı. Özyurt, “GENESIS, Milli Gemi yolunda önemli bir kilometre taşıydı. Dünyadan ziyade kendimize, hem böyle bir sistemi inşa edebileceğimizi hem de bir gemiyi ve sistemlerini bu sisteme entegre edebileceğimizi gösterdik” dedi. “Türk Deniz Kuvvetleri’nin ilk gemide aldığı inisiyatif sivil sektöre devredildiğinde, savunma sanayimiz gemi sistemlerine çok daha aşina hale geldi ve kendilerine olan güvenleri arttı. MİLGEM ile ortaya çıkan iş fırsatları ve yerli sistemlere öncelik verme politikası, özel savunma sanayi yatırımlarını teşvik etti” diye sözlerini tamamladı.

Kaynak: The War Zone