Türk kozmetik sektörü Avrupa’da yükseliyor!

Türk sanayisinde önemli bir konumda olan kozmetik sektörü, üretim ve Ar-Ge yatırımlarıyla Avrupa pazarına güçlü bir giriş yaparak yerli sanayinin gücünü yabancı pazarlara taşımaya devam ediyor.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) TİM Delegesi S. Özgür Öztürk, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) TİM Delegesi S. Özgür Öztürk,

Ceylan Köseoğlu

Türk kozmetik sektörü, üretim altyapısı, kalite standartları ve ihracat alanında büyük bir dönüşüm geçiriyor. Artan yerli üretim ve Ar-Ge yatırımları, dijitalleşme ve otomasyon sayesinde ürün kalitesinde de yükseliş yakalayan sektör Avrupa pazarına da açıldı. Avrupa pazarına açılmada, Türk markaları güçlü üretim kapasitesi ve yenilikçi ürünlerle dikkat çekerken, İtalya gibi gelişmiş pazarlarda yer almak, sektörün küresel marka bilinirliğini artırarak ekonomik büyümeye de katkı sağlıyor. Sektör uzmanları Türk sanayisine katkı sağlamak adına sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim için daha fazla adım atılması gerektiğini belirtirken, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) TİM Delegesi S. Özgür Öztürk, bu adımların sektörü Avrupa pazarında daha rekabetçi hale getireceğini ifade etti.

Türk kozmetik sektörünün üretim altyapısı, kalite standartları ve ihracat alanlarında önemli ilerlemeler kaydettiğini aktaran Özgür Öztürk, “Yerli üretim ve Ar-Ge yatırımları artarken, dijitalleşme ve otomasyon sayesinde ürün kalitesi de yükseldi. AB standartlarına uyum sağlandığından, doğal içerikli ürünlere yönelik talepler de artış gösterdi. İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ ve İzmir şehirlerimizde uluslararası standartlara uygun üretim yapan sanayi tesislerinin arttığını görüyoruz. Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Asya pazarlarına ihracat yaparak global rekabette güçleniyor. Gelecekte sürdürülebilirlik, geri dönüştürülebilir ambalajlar ve e-ticaretin önemi de artacaktır. Bu gelişmelerle sektörün, küresel pazarda daha güçlü bir konuma geleceğinden eminim” dedi.

Türk kozmetik sektörünün güçlü üretim kapasitesi, yenilikçi ürünler ve rekabetçi fiyat avantajıyla Avrupa pazarında önemli bir konuma geldiğinin altını çizen Öztürk, “Almanya, Fransa, İngiltere ve Hollanda gibi pazarlara ihracat artarken, firmalar Avrupa’nın sıkı regülasyonlarına uyum sağlayarak ürün kalitesi ile avantaj elde ediyor. Sektörde özellikle GMP ve Avrupa Kozmetik Yönetmeliği‘ne uyum sağlayarak üretim yapan birçok firmamız faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin doğal hammaddeler açısından da zengin olması, düşük üretim maliyetleri ve Ar-Ge yatırımları sektöre güç katıyor” ifadelerine yer verdi. Öztürk, markalar, e-ticaret platformları aracılığıyla Avrupa’ya açılıyor. Ek olarak, uzun vadeli rekabet için sürdürülebilir üretimin, yeşil kimya ve marka bilinirliği alanlarına da daha fazla yatırım yapılması gerektiğini belirtti.

Öztürk, Türk sanayisinin Avrupa pazarındaki talepleri karşılamak amacıyla yenilikçi teknolojiler ve sürdürülebilir üretim süreçlerine yatırım yapması gerektiğine dikkati çekerek, “Biyoteknoloji, yeşil kimya, yapay zeka, 3D baskı gibi teknolojilere, doğal ve kişiselleştirilmiş ürünlerin gelişimine destek vermelidir. Otomasyon, sürdürülebilir üretim ve uluslararası sertifikalara sahip tesisler, Avrupa pazarında rekabet gücünü artıracaktır. Dermokozmetik ve vegan sertifikalı ürünler gibi yüksek katma değerli üretime yönelmek, markalaşmayı güçlendirecektir. Türkiye, fason üretimde güçlü olsa da Avrupa’da rekabet edebilmek için yeşil kozmetik, temiz içerik ve marka yatırımlarına odaklanmalıdır” dedi.

Öztürk, Türk kozmetik sektörünün İtalya gibi gelişmiş bir pazarda yer almasının, bu alan için aslında çok yönlü avantajlar ve fırsatlar sunduğunu, artan ihracat gelirleri ve genişleyen pazar payı, sektördeki ekonomik ve endüstriyel kalkınmayı desteklediğini belirtti. Öztürk, “Bu durum hem küresel marka bilinirliği hem de ürün standartlarının yükselmesi açısından önemli. Türk markalarının uluslararası platformlarda tanınması, Avrupa’nın geniş dağıtım ve fuar ağlarında yeni iş birliklerine zemin hazırlıyor. İKMİB’in, İtalya gibi önemli bir pazarda Türk kozmetik sektörünün ihracatını destekleyerek, daha etkin olmasına katkı sağlaması ciddi anlamda çok değerli. İKMİB’in organize ettiği ticaret heyetleri, eğitim programları ve sektörel analizler, firmalarımızın doğru stratejilerle pazara girmesine yardımcı oluyor” şeklinde konuştu. Sonuç olarak, İtalya pazarı üzerinden Avrupa’ya açılmanın faydalarına değinen Öztürk, Türk kozmetik sektörünün teknolojik altyapısını, marka değerini ve küresel rekabet gücünü artırırken, Türkiye’nin sanayi gelişimine ve ihracat gelirlerine de önemli katkılar sunacağını vurguladı.

Öztürk, “Türk sanayisi, sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim konusunda bazı adımlar atmış olsa da Avrupa pazarındaki talepleri karşılamak için daha fazla çaba göstermeli. Atılması gereken adımlar arasında yeşil teknolojilere yatırım, çevre dostu sertifikaların alınması, karbon salınımının azaltılması, sosyal sorumluluk projelerinin güçlendirilmesi, Ar-Ge yatırımlarının artırılması ve çevresel regülasyonların iyileştirilmesi yer alıyor. Bu adımlar, Türk sanayisinin Avrupa pazarında rekabet gücünü artıracak ve sürdürülebilir üretim konusundaki beklentilere daha iyi uyum sağlamasına yardımcı olacak” açıklamalarını yaptı.

Türk kozmetik sanayisinin uluslararası pazarda büyümesi için devlet ve özel sektör iş birliğinin kritik rolü olduğunu vurgulayan İKMİB TİM Delegesi S. Özgür Öztürk, “Bu çerçevede ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları imzalamak, üretimini yaptığımız kozmetik ürünlerinin ihracatını ciddi anlamda avantajlı duruma getirecek. Bu süreçte İKMİB önemli bir rol oynayarak, mesafe fark etmeksizin firmalarımızı uluslararası fuarlara, B2B toplantılarına taşıyarak, yeni pazarlar bulmalarına yardımcı olmaya devam ediyor. Sonuç olarak, devlet destekleri ve özel sektör girişimleri sayesinde Türkiye, kozmetik alanında küresel ölçekte söz sahibi olma yolunda ilerliyor” şeklinde konuştu.

Kaynak: Sanayi Gazetesi