Türkiye’de Ölümlü İş Kazası Oranı AB’den10 Kat Fazla!

Meslek Hastalıkları- İş Kazaları Araştırma ve Önleme (MESKA) Vakfı ve Risk Yönetimi Derneği ‘Cumhuriyetin 100. Yılında İş Sağlığı ve Güvenliği’ etkinliği yaptı.

Türkiye’de Ölümlü İş Kazası Oranı AB’den10 Kat Fazla!: Meslek Hastalıkları- İş Kazaları Araştırma ve Önleme (MESKA) Vakfı ve Risk Yönetimi Derneği’nin desteğiyle Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde Çarşı Yerleşkede ‘Cumhuriyetin 100. Yılında İş Sağlığı ve Güvenliği’ etkinliği yapıldı.

Açılış konuşmasını gerçekleştiren İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Cumhuriyetimizin 100. yılında 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu sonrası İSG’yi değerlendirdi. 6331’in 2012 yılında başladığını hatırlatan Uçan, “‘2012 yılından itibaren acaba iş kazalarında meslek hastalıklarında bir azalma olmuş mu’ diye bakarsak 2012’den önce iş kazalarına yönelik cezai durumlar olmadığı için kaza sayısı bildirimi azdı. Sonrasında olan kazalar bildirilmeye başlandı.”

2019 yılında verilerin AB ile karşılaştırıldığı bir raporu sunan Uçan şunları söyledi:

“Bütün AB ülkelerinde 3 milyon 140 bin 950 kişi iş kazası geçirmiş ve bunlarda ölüm sayısı 3 bin 408. Bizde ise 119 bin 671 kişi iş kazasına uğramış ve bin 147 kişi ölmüş. Bu oranlar Avrupa Birliği ülkelerinde binde 1,09 iken bizde binde 9,58 oranında. Hemen hemen 10 kat fazla ölümlü kaza durumumuz var. Bu ne yazık ki yıllar içinde azalmadı hatta biraz daha arttı. Çünkü yurt dışında daha da özen gösteriliyor. Burada bir sorun var, çözümler bulmamız gerekiyor. İSG içinde meslek hastalıklarını hiç saymıyorum çünkü meslek hastalıkları doğru bir şekilde kayda girmiyor Türkiye’de, orada da büyük bir problem var.”

İSG’nin kimya, tıp, psikoloji gibi bir çok dalı ilgilendiren çok disiplinli bir alan olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, ancak yaklaşık yüzde 60’ının teknik, yüzde 20’sinin sağlık, yüzde 20’sinin de çalışma hukuku içerdiğini söyledi.

İSG alanında nitelikli uzmanların yetişebilmesi için eğitim kurumunda İSG laboratuvarı ve tatbik alanı bulunmasının önemine vurgu yapan Uçan, aksi taktirde İSG uzmanının sağlıklı yetişmesinin mümkün olmayacağını ifade etti.

Açılış konuşmasını gerçekleştiren RİSKYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. O. Alp Ergör, “Üsküdar Üniversitesini tebrik etmek istiyorum, bu alanda aldığımız yolu tartışmak çok önemli bir katkı. Umuyorum ki buradaki birikim dağılır ve çok sayıda insanın eline ulaşır.” dedi.

Prof. Dr. Hilmi Sabuncu gibi İSG alanına çok şey katmış bir ismin anılmasının da çok değerli olduğunu ifade eden Ergör şunları söyledi:

“Hilmi hoca her şeyi çok basitleştirebiliyordu. İSG eğitimlerinde de bizden tehlike avcılığı istiyordu. Risk değerlendirmenin tuzağına çok kolay düşülebilir. Matematikselleştirilebilir ama karmaşıklaştırmanın anlamı yok çünkü risk değerlendirmenin en önemli yanı risk iletişimidir. İletişim de basitleştirildiğinde kolay yürütülebilir. Tehlike tanımayla başlar, eğer tehlikeler iyi tanımlanırsa onlardan kaynaklanabilecek, onlar nedeniyle çoğalabilecek riskleri yönetmek kolay olur.”

Açılış konuşmaları kapsamında kürsüye gelen Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin ise konuşmasında çözümler konusunda destek alınmasının gerekliliğini vurguladı:

“Rüştü Uçan hocam İSG’nin sıkıntılarını, kayıplarını net bir şekilde ortaya koydu. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Çözümler çok net üretilmiş, daha önce de dile getirildi bunlar. Destek almak lazım, bunun için de en önemli noktalardan biri kamuoyu oluşturmak lazım. Başka türlü destek almak mümkün değil. Toplumun hafızası var ama kolay unutan bir hafızamız var. Sıkıntılar olaylar olduğunda canla başla çalışmaya başlıyoruz, 1-2 sene ömrü oluyor. İnsan beyni de öyle, size zarar veren üzen şeyleri bir tarafa gömersiniz. Ama devletin görevi bunları gömdürmemek hatırlatmak.

İş yeri hekimliği ile İGS’nin disiplinlerinin karıştığını, birbirlerinden farklı boyutları olduğuna dikkat çeken Tarhan, farklı şekillerde değerlendirilmeleri gerektiğini söyledi. Böyle durumlarda devletin çalıştay yaptığını ve çıkan rapora göre hareket edildiğini ifade eden Tarhan şunları söyledi:

“Bu program sonrası böyle bir rapor çıkarıp, sorunları belirleyip, bu raporu sunabiliriz. Bürokrasiyi biraz rahatsız edebilir bu durum ama eleştiri armağandır. Hatta büyük şirketler hatalarını görsünler diye danışmanlık şirketlerine bütçe ayırıyorlar. İş kazalarına bakıyorsunuz çoğu basit hatalardan kaynaklanıyor. Bunu önlemek için farkındalık çalışması yapılması gerekiyor” dedi.