Sevgi PİLGİ
Güneydoğu Enerji Araştırma Derneği (GEADER) Genel Başkanı ve Dünya Enerji Konseyi TMK üyesi Ömer Çelebi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Türkiye’nin enerji talebine katkı sunan hem birincil (fosil) hem de yenilenebilir kaynaklar açısından ülkenin en zengin ve stratejik bölgesi olduğunu vurguladı. Çelebi, Gabar petrolünden Diyarbakır’da, Adıyaman’da sürdürülen petrol arama faaliyetlerine, HES’lerden güneş enerjisi potansiyeline kadar bölgenin devasa gücünü ortaya koyarken, bu potansiyelin sosyo-ekonomik kalkınma için doğru adımlarla desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
“YENİLENEBİLİR KAYNAKLARDA BİRİNCİYİZ”
Türkiye’nin enerji politikaları içinde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin öneminden bahseden Ömer Çelebi, “Derneğimizi kurmadan önce aslında bölgemizin enerji potansiyelini öğrenmek amacıyla kapsamlı araştırmalar yaptık. Bölge kaynaklarımızın ve potansiyelinin araştırılmasına yönelik çeşitli akademik çalışmalar ve yayınlar hâlihazırda literatürde mevcut. Biz Güneydoğu’yu Türkiye’nin enerji yükünü sırtlayan ve lokomotifi metaforuyla tanımlıyoruz. Sadece yenilenebilir kaynaklar değil. Türkiye’nin en önemli fosil kaynakları keza bölgemizde yer alıyor. Adıyaman, Diyarbakır ve Batman petrolü Türkiye’nin birincil kaynak ihtiyacını kısmen karşılarken son dönemde malumunuz Gabar’da günlük 80 bin varili aşan bir potansiyel yakalandı. Cumhuriyet tarihinin en yüksek üretim kapasitesi aşıldı. Yenilenebilir kaynaklarda da birinciyiz. Atatürk HES, Karakaya HES, Ilısu HES, Birecik HES başta olmak üzere Türkiye’nin hidrolik potansiyeli en yüksek bölgesiyiz. Ayrıca yıllık 2993 saat toplam güneşlenme süresi ve 1460 kWh/m2 güneş ışınımı ile Türkiye’nin en büyük güneş enerji potansiyeline sahip bölgesiyiz. Rüzgâr enerjisi kurulumu az. Şu anda Güneydoğu’da aktif olarak Adıyaman Sincik’te 25 MW Rüzgâr santrali var. Ama Arıkonak’ta 20 MW YEKA RES ile Diyarbakır Çınar’da ise 50 MW YEKA RES fizibilite çalışması tamamlandı. Muhtemelen uygulama aşamasında olacak. Bölgemiz, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da önemli biyogaz tesisleri ile Siirt ve Adıyaman’da yüksek ölçekte kömür üretimi sağlanıyor. Kısaca, Güneydoğu Türkiye’nin enerji politikalarını belirleyen ve büyük bir enerji potansiyelini barındıran önemli ve özel bir bölge” ifadelerine yer verdi.

“BÖLGEMİZİN ENERJİ GÜCÜNÜ GÖSTERİYOR”
Türkiye’nin son yıllarda küresel enerji piyasasına mukabil sürdürülebilir maliyetin ve enerji arz güvenliğinin korunması adına milli enerji ve maden politikasını belirlediğini ve bu hedefler doğrultusunda çok önemli adımlar attığını söyleyen Çelebi, “Özellikle enerjide kaynak ve güzergâh çeşitliliği enerji jeopolitiğimizin en önemli adımı olarak göze çarpıyor. Tabi ki artan bu enerji kaynak ve güzergâh çeşitliliği Güneydoğu da nasibini almış özellikle yenilenebilir enerjide önemli yatırım lokasyonu haline gelmiştir. Tabi Güneydoğu’da teşviklerle sanayileşmenin büyümesi enerji talep tarafını arttırmış ve özellikle lisanssız yatırımlarda çok önemli bir ivme kazandı. Temmuz 2025 itibariyle Gaziantep’te 1125 MW, Şanlıurfa’da 815 MW, Diyarbakır’da 245 MW, Adıyaman’da 190 MW başta olmak üzere büyük bir lisanssız güneş enerji yatırımı yapıldı. 2018 yılında Mardin’de 1200 MW kurulu gücü ile devreye alınan Ilısu Barajı bölgemizin yine vizyon projeleri arasında yer alıyor. İrili ufaklı lisanslı HES yatırımları bölgemizde dikkat çekici yatırımlar arasında yerini kuruyor. Şanlıurfa-Diyarbakır’da biyogaz tesisleri ve Adıyaman-Diyarbakır’da hem mevcut hem devam eden YEKA projeleri bölgemizin önemli yatırımlarını oluşturmaktadır. Gabar’da petrol keşfi ve arama faaliyetleri ise başlı başına bir enerji vizyonu olarak bölgemizin enerji gücünü gösteriyor” dedi.
GÜNEYDOĞU TÜRKİYE’NİN YÜKÜNÜ TAŞIYOR
Güneydoğu’nun, Türkiye’nin hem güneş hem de hidroelektrik enerji bakımından Türkiye’nin yükünü taşıdığını söyleyen Çelebi, “HES’ler açısından Türkiye’nin kurulu gücünün yaklaşık yüzde 35’i Güneydoğu’da yer alıyor. Güneş potansiyelimiz de Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Ancak bölgemiz kuraklığın en yüksek olduğu bölge. Dolayısıyla buharlaşma çok fazla oluyor. DSİ’den aldığımız verilere göre Atatürk Barajında yılda 1143,80 * 10^6 m3 miktarında su buharlaşıyor. Bu durum HES’ler için ciddi riskler oluşturuyor. Bu durum için yardımcı kaynak olarak güneş enerji santrallerinin kurulması gerektiği söylüyoruz. Hem buharlaşmanın önlenmesi hem HES’lere yardımcı kaynak olması hem de yüksek güneş potansiyelimiz nedeniyle Güneydoğu’daki baraj su rezervuarlarına yüzer GES yapılmasını öneriyoruz. Hem potansiyelimiz daha çok değerlendirilmiş olacak hem de mevcut santrallerinin korunması sağlanacak” şeklinde konuştu.
Çelebi, yenilenebilir enerji yatırımlarının arttırılmasının Güneydoğu’da büyük bir sosyo-ekonomik kalkınmayı beraberinde getirdiğini de sözlerine ekledi.
GENÇ VE DİNAMİK BİR NÜFUSA SAHİP
Çelebi, Türkiye’nin enerji dönüşümü hedeflerine ulaşması için Güneydoğu’nun atması gereken stratejik adımları şu şekilde sıraladı: “Derneğimizin kuruluş felsefesinde bölgemizin artık enerji ve turizmle anılması gerektiğini beyan etmiştik. Bölgemiz, genç ve dinamik bir nüfusa sahip. Geçiş güzergâhları, hammaddeye ulaşım kolaylığı, uygun iklim ve daha birçok parametre ile yatırım yapmak için oldukça uygun bir bölge. Bu nedenle sosyo-ekonomik kalkınma için mutlaka bölgede faaliyet gösteren yerel dinamiklerin, odaların, sivil kuruluşların, kamu kurumlarının topyekûn olarak bölgeyi yatırıma daha cazip hale getirecek yeni ve özgün projeler yapması, hükümet tarafından da yerli ve yabancı firmaların desteklenmesi konusunda adımlar atılması gerekiyor.”
“ÇEŞİTLİLİK ENERJİDE GÜCÜMÜZE GÜÇ KATACAK”
Enerjide tam bağımsız olmanın sadece kaynak çeşitliliği ve potansiyeline sahip olmakla yeterli olmadığını vurgulayan Çelebi, “Yerli teknolojileri de geliştirmeniz ve enerjinin tüm proseslerinde kullanılan ekipmanların da yerli olması gerekir. Bu enerji dönüşümü için Ar-Ge’nin önemi oldukça büyük. Son yıllarda enerji politikalarımız yerli teknoloji odaklı gerçekleştiğini görüyoruz. Örneğin bir önceki dönem EÜAŞ Genel Müdürümüz, değerli dostum Dr. İzzet Alagöz döneminde Keban Barajı için yüzde yüz yerli ve milli 160 MW gücünde dev bir jeneratörü kendi mühendislerimizle imal etmiş ve devreye almıştık. Bununla birlikte yerli ve milli trafolar, yerli fotovoltaik hücreler-paneller gibi çeşitlilik enerjide gücümüze güç katacak. Biz dernek olarak tüm teşvik mekanizmalarının, kamu ve özel sektör ihalelerinin yerli teknolojiler üzerine odaklanmasını gerektiğini destekliyoruz” dedi.
TEKNOPARKLARLA İŞ BİRLİĞİ
Üniversite ve teknoparklarla iş birliği halinde olduklarını söyleyen Çelebi, şu ifadelere yer verdi: “Akademik çalışmalara ve AR-GE’ye çok önem veriyoruz. Ayrıca bölgemizde üniversitelerin enerji konusunda daha gelişmesi gerektiğine inanıyoruz. Bölgemizdeki tüm üniversitelerle iletişim halindeyiz. Bu kapsamda 5 Aralık 2024’te GEADER olarak Adıyaman Üniversitesi ile birlikte Türkiye’nin ilk Yüzer GES Zirvesi’ni düzenledik. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan DSİ Genel Müdürlüğü’ne, TENMAK’tan özel sektör temsilcilerine kadar birçok uzman konuklarımızla çok önemli bir zirve gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde mühendislik fakültesi ile çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Dicle Üniversitesi ve Harran Üniversitesi ile sürekli iletişim halindeyiz. İnşallah önümüzdeki bahar ayında Dicle Üniversitesi’nde enerjide dijitalleşme, Harran Üniversitesi’nde tarımsal GES konusunda programlar yapacağız. Bölgemizdeki üniversitelerin enerji konusunda daha çok çalışma yapması gerektiğine inanıyoruz.”
“KAPIMIZ GENÇ MÜHENDİSLERE HER ZAMAN AÇIK”
Türkiye’nin fosil kaynaklarca fakir ama yenilenebilir enerji açısından oldukça zengin bir ülke olduğunun altını çizen Ömer Çelebi, “Kaynak çeşitliliğimiz oldukça fazla. Dolayısıyla yenilenebilir enerjinin her bir parametresi araştırma konuları için önemli bir alan. Sadece yatırım yapmak yetmiyor. Bu kapsamda yeni enerji teknolojileri geliştirmek gerekiyor. Bu noktada genç mühendislerimize büyük bir iş düşüyor. Yenilenebilir enerjideki kaynak potansiyelimize bir de yüzde yüz yerli teknoloji ile desteklersek global ölçekte güçlü bir konuma gelebiliriz. Genç mühendis meslektaşlarımıza çok iş düşüyor. Biz de GEADER olarak her teknolojik ve yenilikçi çözümleri destekliyoruz. Kapılarımız bütün mühendislerimize ardına kadar açık. Türkiye’nin enerjideki tam bağımsızlık hedeflerine gençlerin mutlaka dâhil edilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
“SANAYİ VE ENERJİDE BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK”
Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde yeni ve büyük ölçekli yatırımlar beklediklerini söyleyen Çelebi, “Ancak enerji yatırımları sanayileşme ve ekonomi politikaları ile doğrudan ilişkili. Son dönemlerde ekonomide yaşanan olumsuz tablo sanayileşmede durağan bir dönemi yaşatıyor. Haliyle enerji yatırımları da olumsuz etkileniyor. Ancak önümüzdeki yıldan itibaren ekonomide iyileşmeye paralel olarak Güneydoğu sanayi ve enerjide büyümeye devam edecek. Güneydoğu’da yer alan tüm şehirlerimiz büyük bir enerji yatırım potansiyelini içerisinde barındırıyor” dedi.
Çelebi, son olarak şu cümlelere yer verdi: “Biz GEADER olarak Türkiye’nin milli enerji ve maden politika ülküsünü benimseyen ve bu doğrultuda kamu adına hizmet eden, sektöre önemli katkılar sunan Güneydoğu’nun ilk ve tek sivil kuruluşuyuz. Bu nedenle bizim hedeflerimizle Türkiye’nin enerji vizyonu birçok noktada kesişiyor. Yegâne gayemiz enerjide tam bağımsız Türkiye… Bu ilke ile çalışıyor, kamu adına hizmet ediyoruz. GEADER olarak şunu istiyoruz: Güneydoğu artık enerji kaynakları, HES’leri, GES’leri ve petrol yatakları ile anılsın.”
Kaynak: Sanayi Gazetesi