Türkiye’nin Uzay Bilim Misyonu Gerçek Oluyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin milli uzay programına ilişkin açıklamalarda bulundu. Dünyanın en büyük uzay kongresinin, 2026 yılında Antalya’da gerçekleşeceğini aktardı.

Türkiye’nin Uzay Bilim Misyonu Gerçek Oluyor: Milli Uzay Programı ile son aşamaya geldiklerine dikkati çeken Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Artık geri sayımı tamamlamak üzereyiz, nihayet biz de ilk kez bir vatandaşımızı Uluslararası Uzay İstasyonu’na göndereceğiz, ilk Türk astronotu Alper Gezeravcı’yı inşallah önümüzdeki hafta 17 Ocak’ı 18 Ocak’a bağlayan gece, Türkiye saatiyle 01.11’de Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderiyor olacağız” dedi.

Kacır, “Milli Uzay Programı, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2021 yılında kamuoyuna ilan edilen, 10 yıllık hedeflerimizi içeren ve tıpkı savunma sanayinde olduğu gibi uzay alanında da Türkiye’nin iddia sahibi ve tam bağımsız bir ülke olabilmesi için atacağımız önemli adımları ihtiva eden bir milli program. Bu program kapsamında Ay Araştırma Programı, Uzaya Erişim ve Uzay Limanı Projesi, Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Sistemi, bir uzay teknoloji geliştirme bölgesini Ankara’da kurulması, Yeni Nesil Uydu Geliştirme Programını gerçekleştirmek gibi hedeflerimiz var. Bu hedeflerin her biri için hem 2019 yılı itibariyle faaliyetlerine başlayan Türkiye Uzay Ajansı, hem de tüm ilgili paydaşlar çok yoğun bir gayret ve çalışma içindeler. Bu programın ana hedeflerinden biri olan, Türk astronotu ve uzay bilim misyonunu önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz” ifadelerine yer verdi.

Uydu tarafında da önemli adımlar atmayı hedeflediklerine vurgu yapan Bakan Kacır, “TÜRKSAT-6A ve İMECE çok büyük kazanımlar getiriyor, bundan sonrasını hem stratejik uydu yatırımlarını gerçekleştirerek, hem de yeni nesil uydu teknolojilerini geliştirmek üzere yeni oyuncuları sektöre kazandırarak hayata geçirmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Kacır, Dünyanın en büyük uzay kongresi, 2026 yılında Antalya’da gerçekleşeceğini aktararak, “Bu kongreye aday olmuştuk ve bu yıl yarışı kazandık, 2026 yılında Uluslararası Uzay Kongresini Antalya’mıza getirmeyi başardık. Bu hem dünyanın en büyük uluslararası uzay etkinliği, hem de gerçekleştiğinde Türkiye’de şimdiye kadar gerçekleşmiş en büyük bilimsel etkinlik olacak. İnşallah 2026 yılında Antalya’mız her zaman olduğu gibi bu etkinliğe de iftiharla ev sahipliği yapacak” dedi.

İlk Türk astronotu ve Bilim Misyonu Programı bizim için çok anlamlı bir program. Bir yönüyle bilimsel literatüre önemli katkılar sağlamayı hedeflediğimiz 13 farklı bilimsel deneyi astronotumuzun Uluslararası Uzay İstasyonu’nda gerçekleştirmesi çok kritik, çok önemli, ama bir yönüyle de gerçekleşecek bu misyonun Türk gençlerine, Türk çocuklarına ilham kaynağı olacak olması bizim için çok değerli, çok önemli ifadelerine yer veren Bakan Kacır,

“Biz kim ne der diye aldırmadan bu projeleri bir-bir hayata geçirmeye gayret ediyoruz. Bunu şunu için söyledim: Sayın Cumhurbaşkanımız, Milli Uzay Programını ilan etti ve hedefleri dünya kamuoyuna duyurdu. Hedeflerimizden biri, ay misyonunu gerçekleştirmek. Ay misyonu bir insanlı misyon değil. Biz Ay’a bir araç göndermeyi hedefliyoruz ve bunu 10 yıl içinde iki kez gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” açıklamalarında bulundu.

Bunun birincisi, -literatürdeki ismi böyle- sert iniş hedefi. Biz sert iniş hedefini ortaya koyuyoruz, tabii birileri bunu alaya alıyor, yani herhalde kelime kendilerine komik geliyor olabilir, bilmiyorum nedenini. Ama çok da şaşırmıyorum. Biz Türk’ün uzayla macerasını maalesef filmlerinde alaya alarak konu edenleri biliyoruz. Ya da bizim komedyenlerimiz de yakın bir zamana kadar -bunu kişisel bir eleştiri olarak da söylemiyorum, durum tespiti olarak söylüyorum- Türk çocuklarının astronot olma hayaliyle dalga geçerek insanları güldürmeyi tercih ediyorlardı. Ama şimdi o alaya alınan, dalga konusu edilen işler bir bir gerçeğe dönüşüyor.

İMECE ile ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Kacır, İMECE 450-500 kilogramlık bir sistem ve yaklaşık 500-600 kilometrede görev yapan bir görüntüleme uydusu. Haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6-A, görüntüleme uydusuna göre aslında çok daha sofistike bir sistem ve çok daha geliştirmesi zor bir sistem, dedi.

“Yaklaşık 36 bin kilometrede görev yapacak, 4,5 tonluk bir uydudan bahsediyoruz. Ay’a erişmekten bahsediyoruz, Ay Dünyadan yaklaşık 380 bin kilometre ötede. Ama biz sadece Ay’a erişmek için Ay programını gerçekleştirmiyoruz. Biz her projemizi kurgularken Türkiye bu işten ne kazanır buna odaklanarak hareket ediyoruz. Uzay ekonomisi yıllık 600 milyar dolara geldi ve bu her yıl artıyor. Birkaç sene içinde 1 trilyon dolara gelecek uzak ekonomisi. Biz uzay ekonomisinden pay almayı hedefliyoruz. Burada da başkalarının yaptığından farklı neler yapabiliriz? Nasıl onların önüne geçebilirizin peşindeyiz. Ay programını da bu anlayışla hazırladık. Pek çok ülke Ay programı gerçekleştiriyor, ama geleneksel olarak kullanılagelen sistemlerle. Sıvı yakıtlı roket motorlarıyla bu sistemleri geliştiriyorlar. Biz ise halihazırda başka pek çok ülkenin sahip olmadığı bir kabiliyete sahibiz. Stanford Üniversitesinde uzun yıllar öğretim üyeliği yapmış bir Türk bilim insanı birkaç yıl önce Türkiye’ye döndü. Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde Milli Hibrit Roket Motoru Geliştirme Projesini başlattı ve -Arif Karabeyoğlu’ndan bahsediyorum- bu proje kapsamında geliştirdiği Milli Hibrit Roket Motoruyla uzaya erişmeyi başardı” şeklinde konuştu.

Açıklamalarına devam eden Kacır, “Ve biz ilk etabında Ay misyonunun ilk fırlatmayı uluslararası bir iş birliğiyle gerçekleştireceğiz, ancak Dünya yörüngesinden, Ay transfer yörüngesine Milli Hibrit Roket Motorumuzu ateşleyerek geçip, nihayetinde Ay’a erişmeyi hedefleyeceğiz. Ay etrafında, Ay’ın yörüngesinde de Ay’a ilişkin araştırmalar yapacağız ve bu sistemin pek çok kritik alt sistemini yine yerli ve milli olarak geliştireceğiz. Bunu başarırsak, giderek uzayda sayısı artan uyduların yörüngeler arası transferini gerçekleştirebilecek uzay sistemlerini geliştirmenin, başkalarının geliştirebileceğinden çok daha maliyet etkin şekilde geliştirmenin, önünü açacak olmayı hedefliyoruz. Yani bunun bize hem stratejik bir kabiliyet hem de ekonomik bir değer getireceğini ümit ediyoruz. Bu projeyi de bu anlayışla kurguluyoruz” dedi.

İkinci etabında ilk fırlatmayı da milli imkanlarla yapmayı ve Ay yüzeyine yumuşak iniş gerçekleştirmeyi hedeflediklerini ifade eden Bakan Kacır, “Biz bu projeyi ilk kurguladığımızda 2023 için bir hedef ortaya koymuştuk. Bu hedefe tarih itibariyle henüz erişemedik. Yılsonu itibariyle,  görmüşsünüzdür sizlerde, takip etmişsinizdir muhakkak. Bütün demeyelim, ama muhalefetten pek çok siyasetçinin efendim 2023 geldi ne oldu Ay’a gidecektiniz gidemediniz filan diye yine meseleyi alay konusu yaptıklarına şahit olduk. Ben her zaman söylüyorum, siyasette yarışabiliriz, rekabet edebiliriz, ama bu projeler Türkiye’nin milli projeleri. Biz bu projelerde çalışan bilim insanlarının, mühendislerin, teknisyenlerin hiçbirinin siyasi görüşünü ne biliriz, ne merak ederiz” dedi.

Kacır, “Bizim için aslolan Türkiye’ye çağ atlayacak milli projeleri hayata geçirmektir ve bunlar Türk milletinin ortak kazanımlarıdır, Türkiye’nin ortak kazanımlarıdır. Bu projeleri alay konusu etmek, dalga konusu etmek kimseye bir şey kazandırmaz. Zaten öyle bir gençlik geliyor ki, bu projelerle alay edenlere hiç itibar etmeyen bir kuşak yetişiyor. Çünkü kendisi bu projeleri bizzat hayata geçirebilen bir kuşak yetişiyor. Dolayısıyla, benim herkese tavsiyem bu projelere sahip çıkmaları. Çok detaylıca herkes bu işleri bilmeyebilir, çok ilgi duymayabilir de, en azından saygı göstermeyi herkesin bilmesi lazım” şeklinde konuştu.

Biz bu programı (astronot programını) ilk günden itibaren bir bilim misyonu olarak tasarladık. Bu bir turistik seyahat değil. Mayıs 2022’de astronot çağrısına çıktık. İlk çağrıya 30 bine yakın ön başvuru geldi, bunlardan yaklaşık 800’ü potansiyel astronot adayı olarak tespit edildi. Daha sonra çok kapsamlı sağlık taramaları yapıldı, çok kapsamlı psikoloji testleri gerçekleştirildi, fiziksel testler gerçekleştirildi. Tabii bütün bu süreçleri bu misyonu birlikte gerçekleştirdiğimiz NASA ve Axiom firmasının yetkilileriyle birlikte yürüttük. Ama testlerin önemli bir kısmını Türkiye’deki altyapılarda gerçekleştirdik ve nihayetinde iki aday tespit ettik. İlki Alper Gezeravcı bir Türk Hava Kuvvetleri pilotu. Diğeri de Tuva Cihangir Atasever o da bir ROKETSAN mühendisi. Bu da aslında milli teknoloji hamlesinin özeti gibi oldu. Malumunuz milli teknoloji hamlesi silahlı kuvvetlerimizle mühendislerimizin sırt sırta vererek gerçekleştirdiği bir süreç. Burada da Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever aslında bunun sembolü gibi olmuş oldu.

“Mayıs 2022’de astronot çağrısına çıktık, Haziran 2022’de de bilimsel teklif çağrısına çıktık. Üniversitelere mektuplar gönderdik, bir vatandaşımızı Uluslararası Uzay İstasyonuna göndereceğiz, bize orada gerçekleştirilmesini arzu ettiğiniz bilimsel projeleri teklif edebilirsiniz, dedik. TÜBİTAK ve Türkiye Uzay Ajansı birlikte bu projeleri değerlendirdi. 50’ye yakın başvurunun içinden 13’ü seçildi. Yalnız bunlardan biri diğerlerinden farklı, tüm başvuran projeler bizim mektup gönderdiğimiz üniversitelerden, enstitülerden, araştırma merkezlerinden geldi. Ama bir proje bize bir telefonla ulaşan bir ekip tarafından gönderildi. Muş Bilim ve Sanat Merkezinde ortaokul öğrencileri Türkiye Uzay Ajansına ulaştılar. “Bir Türk astronotun uzaya gideceğini öğrendik, biz de kendisine bilimsel proje teklifi yapabilir miyiz” dediler. Öğretmenleriyle birlikte hazırladıkları projeyi, proje teklifini Türkiye Uzay Ajansıyla paylaştılar ve bu 13 projenin içerisinde Muş Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinin hazırladığı bu projede inşallah gerçekleşmiş olacak. Böylelikle Türk çocuklarının hayallerini uzaya inşallah taşımış olacağız. Önümüzdeki günlerde bu projenin, programın lansman çalışmaları artarak devam edecek, statlarda, sahalarda, her yerde Türkiye’nin ilk astronotunu kamuoyuna duyurmaya devam edeceğiz” .

Kacır, Ay misyonunu milli imkanlarla geliştirdiğimiz bir sistemle gerçekleştirmeyi amaçladıklarını aktararak, “Yeryüzünden fırlatmayı, uluslararası bir iş birliğiyle gerçekleştireceğiz. Ama Dünya yörüngesinden, Ay yörüngesine geçiş ve nihayetinde aya erişimde kendi geliştirdiğimiz uzay aracını kullanacağız. Bunun tasarım aşamaları tamamlandı. Üretim aşamasına geçmiş durumdayız. Hibrit roket motorunu ürettik. Diğer üretimini de önümüzdeki dönemde tamamlayacağız” dedi.