Uyuşmazlıklar ‘vefa’ ile çözüme kavuşuyor

Ulusal ve uluslararası düzeyde arabuluculuk hizmeti sunan VEFA Arabuluculuk Merkezi, deneyimli hukukçuların yer aldığı merkez ile, uyuşmazlıkları hızlı ve etkin bir şekilde çözüme kavuşturarak taraflar arasında karşılıklı anlayışı sağlıyor.

Sevgi PİLGİ

Anlaşmazlıkların basitleştirilerek tarafların çözüm sürecine katılımını teşvik eden VEFA Arabuluculuk, hızlı ve etkili çözümler sunarak, taraflar arasında güvenilir bir çözüm ortağı olmayı amaçlıyor. Vefa Arabuluculuk Merkezi Av. Arb. Fatih Kocatürk ve Av. Arb. Habip Muhammed Keskinkılıç tarafından kurulmuş, anonim şirket olarak faaliyet göstermektedir. Merkezin ana faaliyet konusu; ihtiyari ve dava şartı arabuluculuk hizmetleridir.

Merkez hakkında bilgi veren Av. Arb. Fatih Kocatürk, “Merkez Gebze Adliyesi karşısında, 3 katlı ve yaklaşık 1.000 metrekarelik bir alanda kurulmuş olup Merkezde 6 toplantı odası, yaklaşık 100 kişilik bir seminer alanı, staj birimi, hukuk birimi, personel ve çalışma odaları ve dinlenme alanları mevcuttur. Merkezimizde arabuluculuk ve hukuk alanlarında eğitim faaliyetleri de yapılmaktadır. Bu kapsamda merkezimiz bünyesinde bir staj eğitim merkezi kurduk. Özellikle hukuk fakültesi öğrencilerine lisans eğitimlerini aksatmadan merkezimizde arabuluculuk ve hukuk alanlarında kendilerini geliştirme imkânı sunuyoruz. Yine bir diğer eğitim faaliyetimiz olarak hem meslektaşlarımıza hem de diğer mesleklere yönelik seminerler organize ediyor ve eğitimler veriyoruz. Ayrıca merkezimiz tüm avukat ve arabulucu meslektaşlarımızın ve gerektiğinde vatandaşın arabuluculuk toplantılarını ve görüşmelerini yapabilmesi için uygun bir ortam sağlamaktadır” ifadelerine yer verdi.

Arabuluculuğun, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile birlikte uygulanmaya başlayan alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olduğunu söyleyen Fatih Kocatürk “Arabuluculuk, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği tüm hukuk uyuşmazlıkları için başvurulabilen bir yöntemdir. Uyuşmazlık yaşayan taraflar dava yoluna giderek uzun ve masraflı süren yargılama süreçlerinde maddi ve manevi olarak yıpranmak yerine uyuşmazlıklarını arabuluculuk yoluyla çözmeyi tercih ettiklerinde bağımsız bir arabulucunun sağladığı müzakere ortamı sayesinde çok daha kısa sürede ve yargılama masraflarına göre çok daha düşük giderle karşılıklı uzlaşma sağlayabilmektedir” dedi.

Yayımlanan istatistiklerin arabuluculuğa ne kadar önem verildiğini gösterdiğinin altını çizen, Kocatürk, “Arabuluculuğa verilen bu önem boşa çıkmamaktadır. Zira dava şartı haline getirilen her alanda yapılan arabuluculuk görüşmelerinde ortalama %60’a yakın bir anlaşma oranı mevcuttur. Buna bir de ihtiyari arabuluculuk yoluyla yapılan müzakerelerin %100’e yakın anlaşma oranı eklendiğinde çok ciddi sayıda uyuşmazlığın dava yoluna gitmeden çözüldüğünü görüyoruz. Bu istatistikten de anlaşılacağı üzere dava şartı arabuluculuk kurumu olmasaydı yargının iş yükü %60 oranında daha fazla olacak, anlaşmanın toplumsal barışa katkısından mahrum kalınacaktı” şeklinde konuştu.

Vefa Arabuluculuk Merkezi olarak üstelendikleri misyonu açıklayan, Av. Arb. Habip Muhammed Keskinkılıç ise, “Bizler hem dava şartı hem de ihtiyari arabuluculuk süreçlerinde rol alıyoruz. Yalnızca şu an itibariyle dava şartı arabuluculuk başvuruları adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarından yapılmakta olduğundan dava şartı başvurusu alamıyoruz. Ancak adliyeden bizlere dava şartı başvurusu yönlendirildiğinde bu dosyaları da çözüme kavuşturmaya çalışıyoruz. Bizler Merkezimizin adını belirlerken bize ilham olduğu üzere her ilişkinin “vefa” duygusunu hak ettiğini ve vefa duygusuyla yaklaşılması halinde çözülemeyecek uyuşmazlık olmadığını düşünüyor ve uzlaşı kültürünün toplumumuzda yerleşmesini kendimize misyon ediniyoruz” ifadelerine yer verdi.

Kurum olarak uyuşmazlıkların çözümünde nasıl bir yol izlediklerini açıklayan, Av. Arb. Habip Muhammed Keskinkılıç, “Merkezimizin şu aşamada en çok yoğunlaştığı alan ihtiyari arabuluculuk başvuruları olmaktadır. Bu kapsamda ihtiyari arabuluculuk başvurularının en yoğun olarak yapıldığı iş hukukundan doğan uyuşmazlıklarda ihtiyari arabuluculuk en önemli faaliyet konumuz olmaktadır. Burada hem işverenin hem de işçinin karşılıklı kazandığı bir süreç yaşanıyor. İşçi ve işveren iş akdinin sonlandırılması konusunda ve bunun maddi sonuçları üzerinde yaklaşık olarak bir anlaşmaya vardıktan ve süreci arabuluculuk yoluyla sonlandırmaya karar verdikten sonra bizlere başvuruyor ve bizler de tarafları Merkezimizde arabuluculuk görüşmesine davet ediyoruz. Yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanması halinde taraflar arasında gerekli tutanaklar düzenlenip UYAP sistemine yüklenerek süreç resmi olarak sonlandırılıyor. Bu şekilde taraflarca ve arabulucu olarak tarafımızca imzalanan anlaşma belgesi Mahkeme ilamı niteliğinde bir belge oluyor. Bunun sonucu olarak anlaşmaya varılan alacak kalemleriyle ilgili işçiler yeniden dava açamadığı gibi işveren ödeyeceğini taahhüt ettiği bedeli ödemezse işçi yeniden bir dava açmaya mahal olmaksızın sadece anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi almak şartıyla direkt olarak işverene karşı ilamlı icra takibi yapabilmektedir. Yani arabuluculuk anlaşma belgesi her iki tarafa da uyuşmazlığı sonlandırırken ciddi güvenceler sağlamaktadır” cümlelerini kullandı.

Arabulucuların hangi süreçte devreye girdiklerini de söyleyen Keskinkılıç, şunları söyledi: “Dava şartı arabuluculuk başvurularında arabulucular, başvurucu tarafın adliye arabuluculuk bürosuna başvuru yapması ve büronun bağımsız bir arabulucu atamasıyla devreye girmektedir. İhtiyari arabuluculuk süreçlerinde ise arabulucular taraflardan birinin veya tamamının kendisine başvurması ve tarafların kendisini arabulucu olarak belirlemesiyle devreye girmektedir.  Adliyeye intikal eden her türlü konu arabuluculuk yetkisinde değildir. Yalnızca tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildikleri her özel hukuk uyuşmazlığı için arabuluculuk yetkisindedir.”