Yapay Zekâ ve türevi dijital teknolojilerin dünya çapındaki baş döndürücü yükselişi, bunun kamusal alan ve özel sektör üzerindeki yapısal etkileri bize bir sonraki sanayi devrimini yani Endüstri 6.0’a giden yolu ve bu süreçteki etkin rolünü işaret etmektedir.
Ali Rıza BÜYÜKUSLU
Söz konusu teknolojik devrimlerin entegre edildiği yeni dünya düzeninde ekonomi, altı temel faktör üzerinden şekillenmekte;
- İleri teknoloji/AR-GE, Endüstri 4.0-5.0
- Sermaye (Sermayenin büyük sermaye elinde tekelleşmesi yerine tabana yayılması, devlet desteklerinin organize sanayi bölgeleri, KOBİ, Startup ve girişimciliğin desteklenmesi yönünde kullanılması)
- Emek (yüksek nitelikli insan kaynağı-entelektüel sermaye),
- Bilimsel eğitim (STEM tabanlı milli eğitim ve inovasyon-arge-girişimcilik tabanlı üniversite),
- Sürdürülebilirlik (Yeşil Dönüşüm, Birleşmiş Milletler- SDG, Küresel iklim krizi)
- Evrensel hukuk sistemi
Yapay zekâ devrimi ve yeni ekonomik paradigma
Yapay Zekâ (YZ) teknolojileri, 2020 sonrasında ve özellikle 2025 itibariyle sadece bireylerin değil, aynı zamanda şirketlerin ve kamu kurumlarının da günlük işleyişine entegre olmaya başlamış ve çok katmanlı bir dijital dönüşümü tetiklemiştir. Bu teknoloji, şirketlerin verimliliğini artırmak, hizmet sunumunu optimize etmek ve mücadele ettikleri rekabet ortamında öne çıkmak için bir kaldıraç görevi görmektedir.
Endüstri 6.0 ve Transhümanist dönüşüm
YZ’nin öncülüğündeki dijital devrim, Endüstri 4.0’ın dijitalleşme, Endüstri 5.0’ın insan-makine entegrasyonu vizyonunu aşarak, transhümanist çerçevede Endüstri 6.0’ın temelini atmaktadır. Bu yeni çağ, bireysel zekâ türlerinin gelişimini, biyoteknoloji, yapay bilinç, özerk karar alma sistemleri gibi alanlarla birleştirerek üretim-tüketim döngüsünde radikal bir dönüşüme neden olmaktadır.
Ekonomik dönüşümde altı stratejik unsur
Yeni düzende ekonomi; (1) ileri teknoloji ve AR-GE, (2) sermaye, (3) emek, (4) bilimsel eğitim/yükseköğretim (5) Sürdürülebilirlik ve (6) hukuki altyapının etkileşiminden doğan bir ekosistem olarak tanımlanabilir. Bu bileşenler arasında en kıymetli olan “emek” faktörü hem yaratıcı gücün hem de tüketim talebinin kaynağıdır. İşsiz kalması, düşük ücretlerle satın alma gücünün zayıflatılması tarım, sanayi ve hizmetler gibi tüm temel sınıflarda istikrarsızlık yaratır. Bu bağlamda, emek adına en çok ön plana çıkan kavramlar küçük yaştan itibaren yapay zekâ eğitimi, yaşam boyu eğitim, yetenek geliştirme (skill development-reskilling, upskilling)
Zekâ devrimi bağlamında dinamik yetenekler ve örgütsel çeviklik
Yapay zekâ devrimi, dinamik yetenekler teorisini yeniden gündeme getirmiştir. Bu teori, işletmelerin kaynaklarını yeniden düzenleyebilme, yeni beceriler kazanma ve dijitalle entegre olabilme kapasitesini temel almaktadır. Aynı zamanda örgütsel çeviklik, işletmelerin değişen teknolojik ve sosyoekonomik ortama adapte olabilme hızını yükseltmekte, inovasyon ve girişimciliği sürekli kılmaktadır.
Dijital yetenek geliştirme: Upskilling ve Reskilling
Yeni düzende bireylerin dijital becerilerle donatılması, çoklu zekâ kuramına ve çok yetkinlikle donatılmış yetkinlik geliştirme programlarıyla desteklenmektedir. Bu sayede, çalışanların sadece teknolojik değişime ayak uydurmaları değil, aynı zamanda yenilik üretiminde yani yaratıcılık ve inovasyonda da aktif rol oynamaları hedeflenir.
Yapay zekâ devriminin gerisinde kalmanın bedeli: Teknolojik bağımlılık, rekabet dışı kalma, sanayisizleşme ve elbette kimilerinin ‘kader’ diye sunduğu Yoksulluk…
YZ ve dijital altyapı teknolojilerini benimseyemeyen ülkeler; Önce rekabet avantajını sonra üretme kabiliyetini yitirerek ekonomik kriz sarmalına girer, mevcut eğitim sistemleri yeni beceri setlerine uyum sağlayamadığı için nitelikli iş gücü üretemez. Diğer taraftan, tarım ekonomisini ihmal eden, Milli sanayisini yeterince desteklemeyen, Endüstri 4.0-5.0 devrimlerini ıskalayan, girişimcilik ve startup ekonomisine yatırım yapmayan ve YZ destekli kalkınmayı beceremeyen ülke ekonomik gücünü ve nihayet dijital teknik/teknolojik egemenliğini yitirerek stratejik bağımlılık riskiyle karşı karşıya kalır.
Artık yapay zekâ devrimi ekonominin tam da kendisidir
YZ devrimi, sadece teknolojik bir ilerleme değil, aynı zamanda yeni bir bilim, ekonomi ve toplum paradigmasının temelini oluşturmaktadır. Bu yeni paradigma, bireylerin ve kurumların zekayı, teknolojiyi ve sosyal sermayeyi entegre kullanabildiği çok katmanlı bir kalkınma vizyonu sunmaktadır. Endüstri 6.0’a hazırlanmak isteyen toplumlar, yapay zekâ ekosistemine aktif biçimde yatırım yapmalı, insan sermayesini bu doğrultuda yetkinleştirmeli ve dijital egemenliklerini güvence altına almalıdır.
Son söz; günümüz dünyasında ‘Güçlü’ olmanın yolu ‘Ekonomi Devleti’ olmaktan geçiyor. Ekonomi devletine giden yol ise bilimsel ve teknolojik üstünlükle başlıyor…
Kaynak: Sanayi Gazetesi