Asgari ücret zammının ardından gözler özel sektörde çalışan kişilerin maaşlarına yapılacak zam oranına çevrildi. Fakat işverenin küfesi git gide ağırlaşıyor. Küfeyi doldurması gereken ihracat, üretim, katma değer ve yatırım gibi Türkiye’yi geleceğe taşıyacak önemli konular yerine iş verenin küfesi; EYT, gelir vergisi, ara eleman bulamama, SGK üst primi ve vize krizi ile doldu. Türkiye’ye döviz akışının sağlanması noktasında büyük rol oynayan İş verenler, tüm bu sorunların etkisiyle küresel pazarda da rekabet güçlerini kaybetmeye başladıklarını dile getiriyor. Hindistan ve Venezuela gibi ülkeler gerek fuarlarda gerekse küresel çaptaki organizasyonlarda yerli üreticilerin önünde ki iş fırsatlarını birer birer kapıyor. Süreçteki sıkıntılar çözülemez ve iş verenler ‘kan kaybetmeye’ devam ederse beraberinde ihracatın oldukça düşmesi ve ekonominin istenen başarıyı yakalayamamasından korkuluyor. Sanayiciler ve iş dünyası temsilcileri de yaşanan güncel problemlere dair değerlendirmelerini Sanayi Gazetesi ile paylaştı.
Arzumuz Ani Kur Şoklarından Sıyrılmak

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç kurdaki ani değişimlere dikkat çekerek, “Reel sektör olarak arzumuz piyasanın ani kur şoklarından bir an evvel sıyrılması yönünde.” değerlendirmesinde bulundu. Avdagiç, ekonomi yönetiminin uygulayacağı para ve maliye politikasının, iş dünyasının üretim, istihdam ve ihracat öncelikleriyle uyumlu götürülmesi gerekliliğinin altını çizdi. “Finansal ekonomi politikalarının büyüme ve kalkınma dinamikleriyle eşgüdümü olması da en az fiyat istikrarı kadar önemlidir” diyen Avdagiç, reel sektör odaklı gerçekleştirilecek olan politikaların oldukça önemli olduğunu aktardı.
Finansal İstikrar Olmazsa Olmaz
Finansal ve fiyat istikrarını ekonomi politikalarının olmazsa olmazı olarak niteleyen Avdagiç, “Temennimiz ve beklentimiz, ekonomi politikalarının tam bir bütünlük içinde, tutarlı ve kararlı programlarla hayata geçirilmesidir” değerlendirmesinde bulundu. Küçük ve orta ölçekteki işletmelerin (KOBİ) rekabetçilik anlamında ki önemine de vurgu yapan Avdagiç, KOBİ’lerin rekabet gücünü geliştirmeyi ve üretim sürecini yeni çağın rekabet koşullarıyla uyumlaştırma gerekliliğine “zorundayız” sözleriyle dikkat çekti. Avdagiç, “Hedef odaklı bu tek yönlü yolculukta üretimi, ihracatı, istihdamı önceleyen politikaları ve stratejileri kamu-özel sektör birlikteliği ile oluşturmak ve kararlılıkla uygulamalıyız” diyerek yaşanan güncel ekonomik problemlere karşı doğru ve etkin stratejilerin uygulanmasıyla birlik olmuş şekilde hedefe doğru ilerlenmesi gerektiğini vurguladı.
İşveren Maliyetini Görmek Lazım

Vergi gelirleri dilimlerinde düzenleme yapılması gerektiğini aktaran Avdagiç, “2000 yılında gelir vergisinin ilk dilimi asgari ücretin 22 katı idi. Şimdi temmuz ayında bu, asgari ücretin 6.1 katına düştü. İnsanlar asgari ücreti aldığı zaman bunu sadece asgari ücret olarak görmemek lazım. Tüm ücretlilerin gelirleri ile işveren maliyetini görmek lazım” değerlendirmesinde bulundu. Bir diğer konunun SGK üst limiti olduğunu belirten Avdagiç, “SGK üst limiti asgari ücretin 5 katı idi sonrasında 6,5 katına çıktı ve devamında 7,5 kata ulaştı. SGK primi şu anda 100 bin lirayı geçti. Yaklaşık 100 bin lira maaş alan bir çalışan kendi maaşından yüzde 14, işveren indirim kapsamında ise yüzde 15,5 işveren payı, işsizlik sigortası ile toplam yüzde 32,5 eriyor, 100 bin lira alan çalışan 32 bin 500 lira SGK parası ödüyor bu abartılı bir rakam” ifadelerine yer verdi.
İşçi Krizi İhracatı Etkiliyor

İş verenlerin güncel sorunları arasında ki en önemli konulardan biri olan işçi bulamama sorununu ise Eskişehir OSB Başkanı Nadir Küpeli değerlendirdi. Çalışacak kişinin işi beğenmediğini ifade eden Küpeli, “İnsanlar iş beğenmiyor. Bu durumun ücretle de bir alakası yok” diye konuştu. 48 bin kişinin istihdam edildiği bölgede acil olarak çalışacak elemana ihtiyaç duyduklarını dile getiren Küpeli, Eskişehir sanayisinin eleman bulamamaktan kaynaklı maliyetlerini artırmaya başladığını aktardı. “Bu durumun iş veren üzerine getirdiği yüklerden dolayı bizde maliyeti artırmak zorunda kalıyoruz” ifadelerine yer veren Küpeli, maliyetlerin ihracatı da eksi oranda etkilediğini belirtti. Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ise Eskişehir’de yaşanan istihdam sıkıntısına çözüm olarak ESO Akademi’de istihdam garantili eğitimler veriyor. Söz konusu eğitimin sonucunda Eskişehir ve ülke çapındaki sanayiye katma değer sağlayabilecek gençler yetiştirilmesi hedefleniyor.
Rekabetçiliğimizi Kaybediyoruz
Çalışan eksikliğinin ihracata olan etkisini örneklendirerek açıklayan Küpeli, “Örneğin ihracat yüzde 20 oranında artabilecekken bizim üstümüzdeki yükler sebebiyle bu oran yüzde 10’da kalıyor” diye konuştu. Çalışan bulamamanın uzun vadede büyük bir problemi de beraberinde getirdiğine dikkat çeken Küpeli, maliyet artırmak zorunda kalan sanayicinin rekabetçiliğini kaybetmeye başladığını ifade etti. “Venezuela, Mısır, Hindistan gibi ülkelere tekstil ve emek yoğun sektörlerde rekabetçiliğimizi kaybediyoruz” diyen Küpeli, söz konusu ülkelerin küresel pazarda önlerine geçmeye başladığını aktardı.
Ürünlerimize Zam Yapmak Zorunda Kalıyoruz

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ve Gebze OSB Başkanı Kazım Taycı, üreticilerin güncel problemlerini; işçi bulamama, vize krizi, asgari ücret, rekabet kaybı ve enflasyon başlıkları altında değerlendirdi. Başlıca sorununun vasıfsız işçi bulamama olduğunu aktaran Taycı, “ Hem Gebze OSB’de hem de Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve kendi şirketlerimizde görmüş olduğumuz durum, vasıfsız işçi konusunda ciddi problemlerimiz var. Tam manasıyla bu sorunun nedenini anlayabilmiş değiliz. Fakat iş beğenmeme gibi nedenlerin bu sorunda büyük etki sahibi olduğunu söylememiz gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. “Çalışmaya, üretmeye hatta ihraç etmeye ihtiyacımız var” vurgusunu yapan Taycı, asgari ücret artışının getirdiği maliyet nedeniyle ürünlerine zam yapmak zorunda kaldıklarını ifade etti. “Bizler ürünlerimize zam yapmak zorunda kalınca doğal olarak halkımızda zamlı ürün alıyor. Bu durumda da yüksek enflasyon ortaya çıkmış oluyor” diyen Taycı, asgari ücretli bir çalışanın işverene maliyetini ortalama 21 bin olarak ifade ediyor. “Hükümetimiz asgari ücreti 20 bin lira yaptım dediğinde bizim itiraz etme durumumuz yok. Fakat bizlerde dönüp bunu fiyatlara yansıtmak zorundayız” değerlendirmesinde bulundu. Böylelikle de kısır bir döngünün oluştuğunu aktaran Taycı, topyekûn tüm üreticilerle birlikte ihracata yönelimin gerçekleşmesi gerektiğini aktardı.
İhracatçıların Bütün Desteklere İhtiyacı Var

“Hep birlikte ülkedeki işverenler olarak ihracat yapmaya yönelmemiz lazım. Ürettiğimizi kendi kendimize satmamızdan ziyade dünyaya satarak kendimize bir gelir oluşturmamız gerekiyor” değerlendirmesinde bulunan Taycı, burada da devreye rekabetçiliğin girdiği belirtti. Rekabetçilik anlamında da zorlandıkları ifade eden Taycı, “Özellikle ihracat yapan üreticilere hükümetin yapabileceği her konuda ilave destek talep ediyoruz. Rekabet edebilmek için buna ihtiyacımız var” diye konuştu. Rekabetçiliğin yitirilmesindeki bir diğer konu olan vize krizinin de halen daha sürdüğünü dile getiren Taycı, “Bu sorun ciddi manada devam ediyor. Bugün Amerika konsolosluğuna Amerika vizesi için başvurduğunuzda size bir yıl sonrasına randevu veriyor” dedi. İş insanlarına başvuru sayısı arttı gibi söylemlerle vize verilmediğini belirten Taycı, sanayicilerin katılımcı sınıfıyla bulunduğu fuarlara dahi katılamadığını, Almanya gibi ülkelerde Türk firmalarına ait boş stantlar gördüğünü ifade etti. Avrupa’nın vize vermeyişindeki nedeni “Biz buradan anlıyoruz ki bunun altında farklı bir şeyler var” sözleriyle aktaran Taycı, “Hükümetimiz bu duruma ivedilikle el atmalıdır” dedi. Taycı krizin çözülmesine adına konsolosluklara da çağrıda bulunarak, “Sizin ülkelerinizde biz hâlihazırda ticaret yapıyoruz. Mal alıyor mal satıyoruz. Bu sebeplerde de buralara gitmek istiyoruz” dedi. “EYT ile birlikte milletin sırtına ciddi bir yük binmiştir” diyen Taycı, firmaların birçoğunda EYT sebebiyle kalifiye işçi kayıplarının yaşandığını ifade etti. Hali hazırda bulunan işçi bulamama sorunundaki makasta böylelikle daha da açılmış oldu.